13 Mayıs 2013 Pazartesi

Soğan Mucizesi desem mi?



Desem mi demesem mi bilmiyorum. Fakat son haftalarda yakın arkadaşı sarımsakla ailemizdeki yoğun kokulu yerini anlatmak istiyorum.

İki hafta önce mübarek 1 mayıs arefesinde oğluşumu hafif ateşle (37 gibi) kreşe gönderdim. 11 gibi aradığımda uyuduğunu söylediler ki okulda ilk kez uyuyor. Anladım ki ciddi bir rahatsızlığı var. Bir saat kadar sonra kustuğunu öğrendim. Gidip aldım. Evde yoğun bakıma alacağız, ertesi gün de zaten tatil iyice istirahat edecek. Sonra ki güne hiç bir şeyi kalmayıp okuluna dönmüş olur diye düşünüyorum.

Fakat durum hiç de öyle olmadı. O gün evde de kusmaya devam etti. Ateşi 39'un üstündeydi. Hiç bir şey yemiyor sadece ara ara sıvı alabiliyordu. Ertesi gün kusma kesildi fakat ateş ve iştahsızlık devam ediyordu. Yemek yemesi için zorlamıyorduk. Zira vücut hastalıkla uğraşıyor bir de başına sindirim işi açmayalım diye düşünmekle beraber tamamen dermansız kalması da çok yıpratıcı oluyordu. 6-7 saat 39.5 civarı seyreden ateşini doktorumuza bildirdiğimizde sinüzit olabilir dedi. Boğazında birşey yok fakat burnunda yoğun iltihaplı akıntı vardı. Bu kadar uzun süre ateşli olması sonucu vücut kendi yağlarını yakmaya başlar dedi. Bunun üzerine 1 kaşık calpol verdik. Aynı gece yoğun titremeyle geri dönen yüksek ateşi 40 derecenin üzerine çıkmış ve vakit gece yarısını geçmişti. Sıra dolvendeydi. Hiç istemeyerek verdik şurubu. 

Bütün gece horlaya horlaya uyudu yavrucuk. Arada burnunu temizlesek de o kadar dolu ki horultu bir türlü kesilmiyordu. Bu arada bizim yanımızda yattığı için hem tedirginlikten hem de gürültüden ben de pek uyuyamıyordum.

Ertesi sabah 39luk bir güne daha başladık. Ballı ıhlamur, pekmezli melisa, su içebildi sadece. Öğlene doğru artık birşeyler yesin diye bir calpol daha verdim. Ve soğuttuğum pirinç çorbasına sarımsak ezdim onu yedi. Üzerine de soğan suyu içti. Soğan suyunu şöyle veriyoruz; soğanı rendeleyip suyunu çıkarıyoruz. Sadece suyunu bir çorba kaşığına koyup kaşığın uç kısmına bal koyuyoruz. Böylece çocuğun ağzına önce bal gelmiş oluyor. Özellikle öksürüğe çok iyi geliyordu ki doktorumuz telefonda durumu için antibiyotik gerekebilir deyince doğal olanları kullanalım dedik. Bu arada liseden arkadaşım da çocuk doktoru olduğu için onu da bu süreçte çok rahatsız ettim.

Şurubun etkisi geçerken yine titreme ve 40'ın üstüne çıkan ateşe biraz daha sabrettik zira saat daha erkendi. Ve 22 gibi 38lere inince şurupsuz uyuduk. 

Ve geldik 3 mayıs sabahına. 37.7 ateş bizi sevindirdi. Kahvaltıda üç lokmacık yiyebildi sadece. Ve bir doz daha soğan suyu. Soğan suyundan sonra çikolata verdim fakat sanırım midesini rahatsız etti. Gün içinde ateşi yine 39ları geçti. Kusması ilk günden sonra olmamıştı fakat bugün ishal eklendi. Öğlen çok az sarımsaklı çorba içebildi. Gece o da biz de rahat edelim diye bir kaşık calpol daha verdik. 

O gece moralim hiç kalmamıştı artık. Grip olduğunu düşündüğümüz ve ateşten başka da bir sorunu olmadığı için doktora götürmediğimiz çocuğumuz çok zayıflamıştı. Zaten zayıf bir oğlandı şimdi iyice Somalili çocuklara dönmüştü. Acaba başka bir sorun mu var, biz mi hatalı davranıyoruz. Diye düşünüp düşünüp ağlarken o gece hemen hiç uyumadım. Ertesi sabah 38lerde başlayan ateşi gün içinde yine 39larda gezindi. Akşam üzeri soğan suyu verebilmek için midesine birşeyler girsin diye, birşeyler yiyebilmesi için de ateşinin biraz düşmesi gerekiyor diye 1 kaşık calpolü daha verdik minnaka. İşe yaradı az yemek ve 1 doz soğan suyu daha aldı. Bu kez üzerine hurma verdim. O gece hala horlasa da daha rahat uyudu. Bu arada burnunu sık sık okyanus suyuyla temizleyip uyduğunda yastığına Cold Mix damlattık. Bunların da çok faydasını gördük.

5 mayıs sabahına ise çok zayıflamış, çok yıpranmış, gözleri şişmiş fakat iyileşmeye başlamış olarak uyandı. Artık ateşi yoktu elhamdülillah. Oyun oynayabiliyor hatta bisiklete bile biniyordu. 

Pazartesi okula göndermedim. Salı öğleden sonra veli çayımız olduğu için beraber gittik. İyi ki de gitmişiz anneler günü programı yapmışlar çok duygulandık. Güzel bir anı oldu bizim için.

Ertesi gün de gitti kreşe. Herşey iyi görünüyordu ki, o gece uykudan ağlayarak uyandı. Ne olduğunu anlayamıyorduk. Ağlıyor ne olduğunu söylemiyordu. Zarzor kulağının ağrıdığını anladık. Antibiyotikten kaçarken şimdi de orta kulak iltihabı mı olmuştu!! Bu durumda bütün doktorlar antibiyotik veriyordu ve tehlikeli de bir durum olduğu için biz de pek insiyatif kullanamaz vermek zorunda alırdık. Fakat bu sırada aklımıza soğan geldi. Daha önceden duymuştum soğan suyunun kulak ağrısına iyi geldiğini. Hemen ikişer damla damlattık. Yarım saat kadar daha bağırıp sızdı ve sabaha ağrısız uyandı.

Şimdi siz olsanız soğan için ne düşünürsünüz... Biz onu ve yakın arkadaşını seviyoruz. Kokuyor olabiliriz ama kimyasal ilaç almaktan iyidir herhalde.

Bu kadar uzun süren ateşi 4-5 kaşık ateş düşürücüyle atlattığımız için seviniyorum fakat hatalı birşey yaptık mı acaba diye de bir tedirginliğim var. Belki bir kulak burun boğazcıya ya da kendi doktoruna kontrole götürebilirim.

Uzun süren bu hastalık oğluşun huyunu da değiştirdi tabi ki. Sınırları zorluyor daha fazla. Su isterken bile mızlıyor. Okula gitmek istemiyor. Odasında yatmaya çok rahat alışmışken, 3 aydır hiç sorunsuz kendi yatağında uyuyorken hastalık sonrası bizim odadan ayrılmak istemedi. İyileştiği halde 'ya yine ateşim çıkarsa' diye kandırmaya çalıştı. Fakat şuan yeniden düzenimizi kurduk gibi görünüyor.

İnşallah tamamen atlatmışızdır. 

Bütün yavruları Allah korusun diyor bu uzun hastalık  yazıma son veriyorum. Bu kadar ayrıntılı yazdım ki sonra baktığımda ne zaman ne yapmışım hatırlayayım diye.

3 yorum:

Reng-i Âhenk dedi ki...

Çok geçmiş olsun canım, iyi durmuşsun ben olsam hemen dr'a götürürdüm heralde...

Küçükken kulağım ağrıdığında annem de sarımsak ile birşeyler yapıp damlatırdı kulağıma...

Bu tür doğal ilaçları bilmek lazım aslında...

eylül harikalar diyarında! dedi ki...

çok çok geçmiş olsun.
bir daha tekrarlamaz umuyorum ki.
doktora götürmeden durmak zor olsa gerek ama doktor da bir çare olamayabiliyor ve kabul etmek gerek ki ilaçları küçücük bünyelere dayayıp duruyorlar.
ne yapıp ettiğinizi not etmeniz de güzel olmuş,hem başkalarına da tavsiye vermiş gibi olmuşsunuz.
geçmiş olsun tekrardan.

sirinanne dedi ki...

Şeymacım teşekkürler..

Sevgili Eylül harikalar diyarında; teşekkür ederim. Tavsiye verecek kadar bilgim yok ancak belki bir fikir olur.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...