Bayramda memlekete giderken Bursa üzerinden gidelim dedik. Biraz trafikten korkumuz, biraz Bursa özlemimiz biraz da İskender sevişimizdi sebeplerimiz. Mudanya feribotunda yer kalmayınca biz de Yalova feribotuyla geçtik Marmara'nın güney kıyısına.
İDO'nun feribotları çok güzel. Kahvaltılıkları da çok hoş. Tecrübeliler kahvaltılıklarını yanlarında getirmişlerdi. Termosta çay getirip masasını donatanlar bile vardı.
Biz büfeden aldık çok da lezzetli bulduk.
Niyetimiz bir gece Bursa'da kalıp soluklanmaktı fakat son anda fikrimizi değiştirip biraz gezip yola devam kararı aldık. Zira ihtiyarlar torun bekliyorlardı.
Çarşıya girince ipekleriyle meşhur Koza Han'ı es geçmek istemedik.
Çok güzel abiyelik kumaşlar vardı da benim pek ihtiyacım yoktu.
İpeği filan boşver de ikram edilen kahve şahaneydi. Bir daha gidersem kahve içer çıkarım. Sırf bu kahve için giderim.
Tabi ki Ulu Camii..
Sade güzelliği ile Osmanlı zerafetini yansıtıyor.
Her bir hat başka güzel. Çeşmenin hikayesini biliyor musunuz?
Ve son durağimiz Kebapçı İskender. Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nin hemen yanında. Ulucami'den çıkınca sorun gösterirler.
Biz aslında iskenderi yoğurtsuz yeriz benim demir problemimden dolayı. Fakat burda boşverdik, ağzımıza layık yiyelim dedik.
Üzerine de Kemalpaşa tatlısı yiyeceğimiz bir yer aradık fakat çok
vaktimiz de olmadığı için birkaç bakınmadan sonra kemalpaşanın ana
vatanından eliboş ayrıldık. Aslında eli boş değil kestane şekeriyle
yetindik desem :)
1 yorum:
Bursayı bende çok severim...
daha önce gittim...
ama yine gidicem inşallah...
İstanbul da sonra nerde yaşarsınız diye sORSALAR BURSA DERDİM :))
bir daha gittiğimde ipek şallah alıcam, bide güzel kumaşlar......
çok ketifli bir posttu teşekkürler canım....
Yorum Gönder