29 Kasım 2011 Salı

Sultan Kayığında Bir Cüce








İnternetteki fırsat sitelerinden almıştım 'Sultan Kayıkları' fırsatını.






Eylül ayında eşimin doğum gününde bir süpriz yaparım diye düşünmüştüm. Fakat şehir dışından misafirlerimiz gelince planlarım suya düştü.





22 Ekimde havanın güzel olacağını öğrenince hemen rezervasyonumu yaptırdım. Tabi bu sefer başbaşa olmayacaktık. Yanımızda minyatür insan da olacaktı. Oldu da.




Sultan Kayığında bir şehzade(!)








Haliç Kongre Merkezinin önünden kalktı ve bütün Haliç'i gezdirdi.





Fonda Klasik Türk Musikisi gayet hoştu.





Türk kahvesi ikramları da olsa bence güzel olurdu. Ot gibi boş boş gezdik işte :)

















Bizim şehzade tabi ki durmadı. Bir oraya bir buraya. Sultanın da olsa nihayetinde 'Kayık', yani tehlikeli. Neyse başımıza bir hal gelmeden indik kayıktan.



17 Kasım 2011 Perşembe

Çivili Tahta




Arkadaşımdan ödünç aldığımız çivili tahta ile çalışmamız 13.10.2011 tarihine ait.


İlk başta sevdi.


'Uzun takıcam'
'Kare oldu'
'Üçgen oldu'


gibi ilgi ibareleri kullandı fakat çok da uzun süre durmadı başında.



15 Kasım 2011 Salı

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi






Bayramdan önce gidebildik aslında çoktandır gitmek istiyordum fırsat bulamıyorduk. Baharın ilkinde gidilse daha güzel olacakken biz sonunda gittik. Tabi ki doğa, her mevsim güzel.









Senelerce oralarda yaşadım. O otobanı kullandım hiç girişini fark etmedim. Şaşılacak kadar şehrin göbeğinde. Otoban çevresini böyle değerlendirmek ne kadar güzel bir fikir. Ataşehirliler çok çok şanslı.









Otobandaki yoncayı altgeçit-üstgeçit yaparak birbirine bağlamışlar. Çok da iyi etmişler. Tek sorun otoban trafiğinin yoğun sesi. Öyle güzel bir alan ki sese de katlanıyor insan.














İçerde su dahi satılmıyor.




Biz kahvaltılıklarımızı alıp orada yaptık. Sonrasında Keşif Bahçesinde vakit geçirdik ve akabinde de Botanik Bahçesini keşfedebildiğimiz kadar keşfettik.




Tıbbi bitkiler de yetiştiriliyordu. Benim bildiğim otoban kenarlarında otların, sebzelerin yenmemesi gerektiği. Bu kadar yoğun trafiğin işlediği bir yerde nasıl oluyor da tıbbi bitki yetiştiriliyor anlayamadım. Bunu araştıracak da vaktimiz yoktu.








Hava biraz serin olsa da oğluş çok eğlendi.

11 Kasım 2011 Cuma

Bayramdan geldik..

Yazamadım işte.

Ne diyecektim...

Allahtan rahmet dileyecektim.


Faşistsiniz diycektim. Acı çeken varken 'Oh olsun' diyebiliyorsunuz diycektim.

Öbürlerine de faşistsiniz diycektim. Akın akın yardım gelirken biz-siz diyebiyorsunuz diycektim.

Elbette her musibetten alınacak ders var diycektim.

İşte diycektim, herşeye rağmen kardeşiz biz diycektim.

Diyemedim. Değmez dedim.




İnşallah bundan sonra değer.


--------------------------------------



Bayramı da atlattık. Biraz hasta olsuk. Öksük ve hapşuruk olduk. Soğan suyu içiyor bıdığım.




Annane babanne evlerini fethetti geldi. Her cümlesinde aşık etti kendine. Bol bol çikolata yedi. Çok çok şımardı.


Böyle böyle bir bayram da geçti gitti. Daha nice bayramlara hep birlikte, sağlıkla inşallah.




Annecim yıllık izin kullandığı için ben de işte değil evdeyim oğlumla.


Böyle hastayken nasıl annesini istiyor insan. Allah eksik etmesin.



Hasta da olsam, hasta olan bebeğimin annesi olarak mercimek çorbam hazır uyansın karşılıklı içeceğiz :))





Sevgiler..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...