29 Aralık 2009 Salı

Noel mi



Bu esasen masum bir şuursuzluk değil de

bilinçli bir kimliksizleştirme yıllardır süre gelen.


Oruç tutuyorsun ama gönül rahatlığıyla Ramazan bayramı diyemiyorsun 'şeker bayramı'.

Kurban bayramı diyorsun ama kurban kesemiyorsun 'vahşi' olmamak adına.


Eee bir yıl bitti yenisi geldi hadi kutluyalım diyorsun

ama ilahiler eşliğinde çam ağacı süslerken buluyorsun kendini.

Balkona tırmanan noel babalar.

Biz kimiz Allah aşkına.

Not:Resimle yazının alakası noel babadan ibaret. Daha güzel bir noel baba bulamadım ne yapayım :)



Buarada oğlum hala sağdığım sütü biberonla içmemek için ısrar ediyor. Annanesi kaşıkla içiriyor birkaç yudum.
Dün akşam kalan süte ekmek ufaladım akşam yemeğinde vermeye çalıştım. Bu sefer de kusmaya kalktı sıpa!!!

24 Aralık 2009 Perşembe

Çiçeklerim

Dün iş başı yaptım.
Henüz iş yapmıyorum.
Laptop'a format attırdım. Gerekli programları kurucam projeleri ekliycem. Ön işlemlerle geçecek bu hafta.

Oğlum dün güzel vakit geçirmiş. Annanesini yormuş :)
Önceki gün sağdığım sütü biberonlara vermeye çalışırken annemi çok zorlamış. Almak istememiş. "Biberonla adaçayını içiyor ama süt verdiğimde eliyle ittiriyor" diyor annem.
Çok çok az bir süt bırakmıştım. Bugün ise baya bir süt bıraktım. Sabah konuştuğumda annem gene veryansın ediyordu süt içmemesiyle alakalı.
İçmezse eğer çok üzülücem inşallah içer. Emmesinde bir sorun yoktu çünkü.

Resimdeki çiçeklere gelince, ince ruhlu kocamdan. Mutlu başlangıçlara..

23 Aralık 2009 Çarşamba

İşteyim

İşte bugün işteyim.
Sonunda döndüm setteyim.
Oğlumdan ayrı güçteyim.
Bu filmin baş rolündeyim.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Son durumlar


İşe başlamama 1 gün kala yeni bir hanım geldi temizlik için.

Aslında salı öğleden sonrası için anlaşmıştık ama yanlış anlaşılma olmuş bugün 12:30da kapıyı çaldı :))


Sonucu merak eden varsa,

ben gene aynıydım: kötü yönetici!!! Bir şeyin yapılması gerektiğini söylerken ince, ezik bir ses.

Bir arkadaşım: "kadın bana çaya gelmiş de ben ona iş yaptırmıyorum ki niye ezileyim" der. %100 haklı ama ben gene de farklı hissediyorum. Ne yapayım...

hanım: fena değildi. En azından "şunu yapmam bunu yapmam, o standartlarda yok, bu tarzım değil" demiyor. Fakat yatak odasının tozunu almadı mesela.

E ne diyim...

Bu kadıncağızın kocasının eskiden durumu iyiymiş fakat iflas etmiş. Yanında çalışanların maaşlarını filan veremeyecek duruma gelince iş yerini kapatmış. Kadın da kocasına destek olmaya çalışıyor. (Bunları da çay saatinde öğrendim tabi ki)

Zor bu işler... Ama neticede başkasına muhtaç olmamak için alın teriyle çalışıyor. Takdir edilecek bir şey tabi ki. Allah yardımcıları olsun.

Haftaya tekrar çağırmayı düşünüyorum.


--------------------------------------------------------------


Cumartesi annanemiz ve çekirdek ailemiz kahvaltıya gittik Haliç'e. Bizim tıfıl son ses çığlıklarla milletin kahvaltı keyfini şenlendirdi(!)

Zeytin yağına batırılmış organik ekmek, çeçil peyniri, yumurta sarısı işte bunlar minik solucanın kahvaltısı.

Ordan da Şişli pazarına uğradık. Mor havuç aldık. Normal havuçun biraz daha az tatlısı. Kokusu filan aynı aynı ay-nı!!


Pazar günü de meşhur alış veriş merkezi Forum İstanbul'a gittik pamuk helvamızı annanesine bırakıp. (5 saat kadar kaldılar bu sefer. Tam bir idman oldu annecim için)

Allahım ne kalabalıktı. Hele akşam üzeri biz ayrılırken otoparklar dolmuş taşmış millet arabalarını caddelere park etmişlerdi. Çok şaşırdım.. Yılbaşı öncesi olduğu için mi acaba bu kalabalık.

Bebeklerini getirenleri gördükçe bizim sıpacığı özledim. Onlarda oğlumu sevdim. Ama onla o kalabalığa girseydik çok huzursuz olurdum herhalde.


Forum İstanbul zannederim güzel bir AVM. Kalabalıktan pek anlayamadım o yüzden herhalde diyorum :) Mescidi de var. Üstelik otoparkta da değil.

17 Aralık 2009 Perşembe

Yöneticilik

En son aldığım yardımcı kadın tecrübemden sonra bu işten baya bir yılmıştım açıkcası.


Bütün gün gelmesini istemiyorum. Bebekle çok zor oluyor bütün gün temizlik. Her hafta gelecek biri lazım bana ama yarım gün. Zaten her hafta temizlik yapılınca da tam güne gerek olmaz.

Bu son gelen bayan çok alem çıktı.

"Herhafta gelirsem cam silmem" dedi mesela. Zaten her hafta cam silinmez de onun ikinci gelişi 15 gün kadar sonra olacaktı ve ertesi gün de misafirlerim gelecekti. Gene de ben camların sadece caddeye bakanlarını sildirdim ki onlar cidden hemen kirleniyorlar. Neyse bu hanfendi 3 saatte herşeyi bitirdi. Ama baktım mutfakta sadece yerleri silmiş. Niye tezgahın üstünü ve fayansları silmediğini sorunca da "Standarlarda bu iş yok, o evin hanımına aittir" dedi..!!!!


Diğer işler kime ait oluyor acaba??


Çok erken ama deyince de "Ben zevk olsun diye temizliğe gidiyorum. Evimde herşeyim var. Daha az para verebilirsin" dedi. E ben sana geleyim temizliğe diycektim.


Gene de parasını da tam isteyebilirdi bu da birşey :)


Neyse kadın beni baya bi bezdirdi açıkcası. Ondan beri de elektirik süpürgesi-vileda idare ediyoruz.


Ancak haftaya işe başlayınca ihtiyacım olacak.


Anneme belli olmaz bebek uyurken ne kadar sıkısıkı tembihlesem de istirahat et diye duramayıp temizlik yapmaya çalışabilir.


Bunu engellemek için düzenli bir yardımcı bulmak ve mümkünse işe başlamadan bulmak lazım.


Aslında biraz geç kaldım.


Birkaç kez gelmiş olması gerekiyordu ben evdeyken.


Ama ayarlayamadım işte.


Gerçi oğlum 1 yaşına gelene kadar hafta içi bir gün süt iznim olacak belki o güne ayarlayabilirim.


Ancak sorun şu ki bu sektörün çalışanları üç aşağı beş yukarı aynı. Her defasında "yok ben kendi evimi kendim temizlerim" dedirtiyorlar.


Çok iyileri varmış, kendi evi gibi temizleyenleri varmış ama onların da boş günü olmuyor haliyle.

E bu durumda elimizdekilerle yetinip işimize bakmamız lazım.



Düşünüyorum benim bir temizlik şirketim olsaydı bu tarz insanlar olacaktı çalışanlarım. Belki bir iki kişiyi işten çıkaracaktım ancak hepsi böyle olunca bir şekilde bu insanlarla işi yürütmem gerekecekti.



İşte bu mantıkla eğer ben iyi bir yönetici olursam bu işi kıvırırım diye düşünüyorum. Da.. nasıl olacağımı bilmiyorum. Nasıl davranırsam bu insanlar işlerini hem severek hem hakkıyla yaparlar hem de ben kırıcı olmam. Zira "şunu yap bunu yap" diye emirler savurabilecek bir insan değilim. Çok "ablacım, canım" olunca da takmıyorlar seni.



Yöneticilik öğrenmem gerekiyor bu durumda.

16 Aralık 2009 Çarşamba

Bugün

Bizim şurup hala gelmemiş. Bekliyoruz...


Bu sabah tek başıma alış verişe gittim. Tchibo'nun yeni ürünleri bugün geliyor ya. Ben de bu haftaki temasından birşeyler beenmiştim gideyim de alayım dedim.

Annanesiyle yalnız kalmaya da alışsın hem minik sümüklü böcek.


Güya gecelik, pijama ve eşofman alacaktım ama bunların yerine bol bol çorap aldım :)
İşte şunlardan almadım:




Bu notebook çantası gayet şıktı aslında ama karar veremedim. "İşe hergün bilgisayar taşımıyorum gerek yok herhalde" diye düşündüm.

Ama bütün çoraplardan aldım :))

Aaa... Bir de eşime hediye aldım. Bugün bizim özel ve güzel günümüz :)

12 Aralık 2009 Cumartesi

Şurup


Biz bu şurubu arıyoruz.
Doktorumuz verdi minik sıpaya gribe karşı koruması için.
Ekinezya, çinko filan varmış içinde.
Amma ve lakin hiç bir yerde kalmamış.
Aramalarımız devam edecek. Önümüzdeki hafta belki gelirmiş.

11 Aralık 2009 Cuma

İşe dönüyorum


İşe başlamama birkaç hafta kaldı. Negatif manada şafak sayıyorum.

Sanki oğluma daha çok sarılıyor, onu daha çok kokluyorum. Çok özliycem.. biliyorum. Ama evde oturmak da bana göre değil.

Hem gözüm arkada değil. Annanesi var yanında. Önce Allaha emanet tabi ki.


Aslında annanesinin yanına bir de bakıcı bulacaktık. Annem burdayken daha çok ev işleriyle ilgilensin anneme yardım etsin, o kendi evine gitmek istediğinde de bebeğime baksın diye. Böylece annem daha az yorulacak, daha az bize bağlı olcak, daha rahat haraket edecek, gezmek istediğinde fedakarlık etmek zorunda kalmayacaktı.


Ancak doktorumuz domuz gribi zavazingosundan dolayı bakıcı işini biraz ertelememizi tavsiye etti. Aslında şöyle yeni hacca gidip gelmiş aşısını da mecburen olmuş temiz bir kadın bulsak ne güzel olurdu.


Neyse şimdilik annem olacak minik solucanın yanında inşallah. Bu durumda en büyük fedakarlığı da babam yapıyor. Allah ikisinden de razı olsun ne diyim. Anne babalık evladın eşşek kadar da olsa devam ediyor işte...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Aşı


Herkes gibi bizim de kafamız çok karışık(tı)

İşe başlamadan aşı olacaksam olmalıyım, en mantıklısı bu diye düşünmüştüm.

Sabah çocuk doktorluğunda uzmanlığını yapan arkadaşımla konuştum. Onun da bir yaşında bir kızı var. "Biz aşı olduk, kızımıza da yaptırdık" dedi.
Hadiii
Biz olalım ama bebeğe yaptırmayalım diye düşünüyorduk halbuki.
"Aşı sizi korur ama ona gene de bulaştırabilirsiniz" dedi.
Benim kafam daha da karıştı bu sayede.

Kadın doğumcumu aradım.
Bir çok sevdiğimiz güvendiğimiz doktor tanıdığımız var. Profesöründen doçentine ancak ne yalan söyliyim ben bütün doktorların içinde en çok kadın doğumcuma güveniyorum. Belki doğumumda paylaştığımız onca saatin neticesi bu :)

Canım, öyle tatlı bir ses tonu var ki insan daha sorusuna cevap bulmadan bile rahatlıyor.
"Bütün bilimsel yayınları okudum gönül rahatlığıyla yaptırın diyemiyorum" dedi.
"Kesinlikle yaptırın ya da kesinlikle yaptırmayın demek çok zor. Hastalarıma da böyle söylüyorum, kendi tercihlerine bırakıyorum. Biz yaptırmadık. Çocuklara da yaptırmadık." dedi.

O zaman ben de yaptırmıyorum :))))
Allaha emanet yaşayalım ve görelim bakalım.
Oğlum için de "Anne sütüne devam et. İşe başlayınca da sütünü sağ." dedi.
"Sen de bilhassa işe başladıktan sonra beslenmene dikkat et. Ekinezya, çörekotu, zencefil tüket. Hergün bir limonlu ballı kür yap mutlaka" dedi.

Tamam.
Sabahtan beri aşıyla bozmuştum. (Aylardır böyle ama bu sabah ya olacağım ya olmayacağım noktasına gelmiştim.) Herşeyin doğalından yana olan doğal doğumcumun bu konudaki aydınlatması ışığında en azından ikinci bir emre kadar aşısızım.

Zaten yurt dışına filan da gittiğimiz yok ki. Hüüü, ağlamak istiyorum. 6 aylık ücretsiz iznimde ne güzel gezilirdi. Oğlumun da en rahat dönemiydi. Ver mem.yi haldır haldır gez. Mis gibi!!!!
Nerdeeee...
Başka bahara.

8 Aralık 2009 Salı

Teknoloji açılımı


Daha önce yazmıştım. Ekolojik pazarda biz alış veriş halindeyken arabamızın camı patlatıldı ve navigasyon cihazımız çalındı. Demiştim. E ben bunu demiştim... :P

İşte GPS siz duramadık bu sefer NEXT aldık. Çok güzel kesinlikle tavsiye ederim. Çalınan garmin di. Uçak GPS'lerini mi ne bu firma yapıyormuş diye almışız sanırım garmini ama nexti çok beğendik. 700-800 liralık var onu değil ucuz olanı aldık biz 399 liraya sanırım.


Sonra bizim telefonlar özellikle de eşimin ki çok eskimişti. Kapanmıyordu, kapanınca açılmıyordu. Hadi başlamışken onları da değiştirelim dedik.
Samsung Star Wifi aldık. Özelliklerine göre en uygun fiyatlı olandı.
İkimiz de aynısından aldık. Ben farklı alalım dedim ama böyle olması daha romantikmiş :D
Zaten restorantta gittiğimizde de ikimiz farklı alalım iki değişik şey yemiş oluruz derim, aynı mantıkla telefonlarımız da farklı olsun dedim ayrıca biri kötü çıkarsa diğeri iyi diye seviniriz dedim ama romantizm ağır bastı.
'Ya hep ya hiç' ci galiba benim kocam.
Tanrım yeni mi tanıyorum!!!
:P

6 Aralık 2009 Pazar

Yeni Yıl Coşkusu




Millet olarak özenti tarafımız bu bizim.


Yeni yıla girmek bizim kültürümüzde böyle kutlanmıyor ki.
Böyle tüketimi empoze etmek için kurulmuş bir sistem değil bizim ki.
Bayramlarımız var, küsler barışır, uzaktakiler görüşür.
Ne tam doğuluyuz ne de batılı, böyle bir millet işte bizim ki.
Bu da şiir mi ki :))))

Sarı bir fare bugün geyikleri izledi.
Bakınız; resim.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Sinemaaa



Aylar sonra sinemadayız.
Özlemişiz.

Minik solucanı annane ve dedesine bırakıp koştuk sinemaya.

Film 2012.
Sahneler güzeldi.
Konu diğer kıyamet filmleri gibi ama olsun ben çok beğendim.

Filmi izlediğimiz salon kötüydü, en arka sıradaydık fakat ekran oturduğumuz yerin daha aşağısında olduğu için biraz boynum ağrıdı.

Ama gene de mutluyum, niye? Aylar sonra kocamla başbaşa sinemaya gitmişim daha ne olsun!!!!!!!

2 Aralık 2009 Çarşamba

Domuzsuz grip oldum

Bayramın 2. günü başlayan hapşırmaları, burun akıntısı daha sonrasında hafif boğaz ağrısı takip etti.
Ciddi bir baş ağrısı ve halsizlik eşliğinde seyredip sanırım dünkü baş ağrısıyla noktayı koydu.

Ateş olmadığı için de adi bir grip ya da soğuk algınlığı olarak tarihe geçti (inşallah)

Allah bütün hastalara şifalar versin..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...