29 Temmuz 2011 Cuma

Krizler Haftası




Genelkurmaydaki gelişmelerden bahsetmiyorum.


Zira bence mühim değil.



Bu hafta zor bir hafta oldu.



Eşim yurt dışında, annem memlekette. Ben işten mecburen izinliyim ki oğlum yavruma bakabileyim.



Hafta içinden önce başladık gezmelere.



Cumartesi 4 aylık kadar olmuş bir bebişi görmeye gittik bir gurup arkadaşla. Ve mükemmel geçti diyebilirim. Oğlum biraz meraklı davransa da ev eşyalarını karıştırmaya çalışsa da herşey sınırlarında kaldı ve herzamankinden çok daha usluydu.



Pazar kahvaltıya misafirlerimiz vardı. Kendinden 9 ay büyük arkadaşını oyuncaklarını paylaşmadığı için ağlattı. Fakat gene de bu çok büyük bir problem değildi sonrasında güzel anlaştılar ve hala daha kızın adını sayıklıyor.



Pazartesi kahvaltıdan sonra boyama yaptı. Parka gitmek istedi. "Hava ısınmadan dönmemiz lazım" dedim "pamam" dedi.



Hava da bulutlu olunca uzun uzun sallandı, kaydı. Eve dönerken başka bir park daha gördü "tamam ama 1 kere kayacaksın" dedim. Ben de hemen yanındaki spor aletlerine yöneldim. Kaymak yerine o da spor aletleriyle oyalandı sonra da eve döndük. Meyve yiyip bir güzel uyudu. Tam 2,5 saat. Bu ekstra güzel bir durum. Zira 1-1,5 saat anca uyur bizim bızdık.



Akşam da babası gelince dışarı çıktık.


Salı sabahı babasını uğurladık ve ardından kahvaltıya misafirlerim geldi. 6-7 aylık bir de bebek. Oyuncaklarını taşıdı ona. Uyandıktan sonra da parka gittik. Gene sorunsuz bir gün geçirmiş olduk.



Çarşamba sabah kahvaltıya İKEA'ya gittik. Kahvaltı yaparken oynadı oyun alanında. Sorun yok..



İKEA'yı gezerken bezini değiştirmemiz gerekti ve bebek odasına gittik. İşimizi bitirdikten sonra odadan çıkmak istemedi. Neymiş, ordaki lavaboda su oynayacakmış. Dışarda bekleyenler olduğunu fark edince dışarı çıktık fakat çılgınca ağlamaya devam etti. Anlattım işte işimiz bitti, bizim evimiz değil, başkalarının sırası.. vs. En sonda gel girelim dedim bu sefer içerde biri var diye girmek istemedi ama ağlamayı da kesmedi. Bu arada uykusu da gelmişti. Sonra birşekilde birlikte geldiğimiz arkadaşımın yanına gitmeye ikna oldu ki bir baktım yere uzanmış. Bıraktım onu orda kenarda bekliyordum ki. Bir amca geldi "kalk bakalım burda yatmak yasak seni şöyle kenara alalım ceza verelim vs vs vs" deyince kalktı elimi tuttu. Eve giderken arabada hemen uyudu. Eve değil arkadaşıma geçtik. Tabi hemen uyandı. Arkadaşın evinde sersem sersem oraya buraya çarpınca gel uyuyalım dedim. Yattık yanyana ama kıpır kıpır uyuz uyuz hareketler yapmaya başladı. Kızdım ve kalktım..



Perşembe arkadaşla dışarda gezdik. Kıtalar aştık. Yemek yemiş arabaya dönyorduk ki trafiğin hızla aktığı bir yerde elimden tutuyor fakat arka arka yürüyordu ki ayağıma dolandı neredeyse düşüyorduk. Çook fena kızdım. "Burda oyun yapılır mııı" diye bağırıp çağırdım ve hafif birşekilde kaldırıma attım çocuğu. Ne gereksiz bir çıkıştı Allahım!!! Sonra köpek gibi pişman oldum ama ne fayda. Zira o sadece oyun yapıyordu ne bilsin doğru yerde mi yanlış yerde miydi. Arkadaşım da "Sen kızıyorsun ama senden korkumuyor. Sana güveni tam maşallah" dedi. "Bu manyak bazen böyle oluyor ne yapalım idare edicez" diyor bence dedim :)





Geldik bu güne. Hazır izinliyken yeni doğum yapmış başka bir arkadaşıma gitmeye karar vermiştim. Başka arkadaşları da gelecekmiş ben de geleyim sorun yok dedim. Akşamdan anlatıyorum, evde hazırlanırken anlatıyorum, evden çıkarken anlatıyorum "yeni doğmuş bir bebek var onu görmeye gidicez" diyorum. Zannetmeyin ki çocuk nereye geldiğini bilmiyor.


Gene karşı yakaya geçtik. Arabada bir güzel uydu ve inerken de uyandı. Asansörde de gayet iyiydi. Tam arkadaşa girecek beni de dışarı çıkarmaya çalıştı. Girmek istemedi. 35 dakika kapıda dil döktüm. İçerde şunu yapıcaz bunu yapıcaz. Hayır hayır.. diyor başka birşey demiyor. Dışarı çıkıp gezdirsem sonra gene hayır girmeyelim der die çıkmadım ben dışarı sonunda zorla aldım kucağıma ayakkabılarını çıkardım kapıyı kilitledim. Tabi bu esnada kıyamet koptu. Üstümü çıkarttım. Bizim ki son ses ağlıyordu. Konuşmaya çalıştım olmadı, sarılmaya çalıştım olmadı. Sonda ben de cinnet geçirip sartım ve kollarını filan sıktım. Daha çok ağladı. İçeri gitmek istiyorum sen kal ağla diyorum ama nasıl güçlü beni çıkartmıyor. Daha sonra git gide sakinleşti. Çok kötü hissettim kendimi. Eğer yakın bir yerde olsaydık kesin dönerdim eve. Sonrasında ise gayet normal oyun oynadı yanımda kurabiye yedi. Filan filan. Ama ben hala kötü hissediyorum. Krizlerle başa çıkamıyorum. Kendimi yetersiz ve beceriksiz hissediyorum. Yanlış bildiğim herşeyi yapıyorum böyle zamanlarda.

Cumartesi de bir doğum tebriğine gidecektik fakat iptal oldu çok çok memnunum bu gelişmeden evde olmak sanırım ikimize de iyi gelecek. Belki üst üste yoğun program yapmak çocuğa yaramıyor. Belki suçum budur.


Hiç mi olgun kamil bir insan olmayacağım ben...




Oğlumu kendimden koruyamıyorum ne hazin..




(Gereksiz bir sürü şey yazdım ama içim kötü, siz de idare edin)

2 yorum:

e. t. dedi ki...

neyse bende bir haftalık rapor almış oldum :P
sen gez gez sonrada çocuk ağlıyor diye kız :)
Aynı şeyleri bende yaşıyorum bu kriz yönetimini birlikte bir yereden öğrensek....... ne güzel olurdu.
bu arada kızıldığında kormayan çocuk güveniyor demekmiymiş???
e bizim ki bizi hiç takmıyor, bu iyi bişeymi şimdi yani? :)
Tabi arsızlıktan takmıyor olmasında :DDD

Tarifkolik.. dedi ki...

Şirincim aynılarını bizde yaşıyoruz sık sık :) Sakin olmaya çalışıyorum ama bazen gerçekten kitleniyorum bazen kendi haline bırakıyorum beni duymayacak kadar ağlıyora sarılıp bekliyorum sakinleşene kadar :) Bu sırada da düşünüyorum nasıl kandıracağımı :))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...