11 Mart 2013 Pazartesi

Hypnobirthing Mongan Yöntemi


Zaten okuyacaktım, bir arkadaşımın doğumuna katılma ihtimalim çıkınca ortaya hızlı bir başlangıç yaptım. Fakat arkadaşın annesi memleketten geldikten sonra doğumu  gerçekleştiği için bana gerek kalmadı ben de kitabı yavaşlattım. Bu arada arkadaşımın ilk doğumu sezaryendi fakat ikinciyi normal yapabilmek istiyordu. Fakat son ana kadar uğraşmasına rağmen doktoru sezaryen olması gerektiğini söyledi. Doktorunu sezaryen sonrası normal doğum yaptıranlar arasından seçtiği için de güvenmek durumundaydı. Son ana kadar bekledi. Elinden geleni yaptı. Hayırlısı böyleymiş diyor, bebişe ve annesine sağlık afiyet diliyoruz.

 
Şimdi tekrardan bu şahane kitaba başladım. Burdan da siz değerli arkadaşlarıma duyurmak istedim. 

Doğum hazırlıklarının en başında kişinin korkularından arınması geliyor. Anne adayları doğmamış bebeğin yatağından, biberonuna, hastane çıkışından banyo girişine herşeyi düşünüyorlar fakat doğuma heycanla hazırlanmak yerine hiç düşünmemeye çalışıyorlar çoğu zaman.

Mümkünse o bebek oradan bir şekilde hiç hissettirmeden çıksın/çıkarılsın, aklanıp paklanıp cicileri giydirilip getirsinler biz sevelim. Ve dahi bu mantaliteden dolayı çocuk büyütmenin her aşaması günümüz kadını için çok büyük sorun. Çocuk hayatı zorlaştırmak için gönderilmiş bir yaratık adeta. Kadınların ömrü, ayarsız gönderilen bu yaratıklara ayar çekmekle geçiyor.

Halbuki daha hamile kalındığı andan itibaren herşey öyle güzel dizayn edilmiş ki. Bulantılar, halsizlikler, kusmalar bile kişi için birer rahmet. Muhtemelen o kişinin vücudundaki bir takım rahatsızlıkların giderilmesi için, belki o an insana çok büyük zahmet gibi gelse de birer lütuf adeta. Kadın bedeninin sesine kulak verirse 'yavaş'layacak. Bu hem bebeğin hem bedenin istediği ama buna bile biz çağdaş kadınlar kulak tıkayabiliyoruz.

Doğumda da durum aynı paralellikte ilerliyor aslında. Doğduğu günden beri korkunç doğum hikayeleri dinleyen modern kadın kendisi 20li 30 lu yaşlarda doğum yaparken bilinç altındaki o korkuyla baş edemiyor ve vücudun salgıladığı doğal morfin olan endorfini hissedemeden bağrış çağrışla, sağlık ekibinin de kendisine 'hasta' muamelesini daha hastane kapısında yapmasının katma değeriyle acıya odaklı, bol sancılı sonrasında sadece 'çok çektim' diye hatırladığı bir doğum yaşıyor. 

Öncesinde bir çoğu 'korku'dan sezaryen kararı veriyor bile, gereksiz yere kesiliyor da umrunda bile olmuyor. Ya da rutin sunni sancıya hiç ses çıkarmıyor. Epidurali büyük bir nimet sanıyor. Vs..(Burada bahsettiklerim gereksiz müdahaleler, yoksa modern tıbba karşı değilim tabi ki)

Şiddetle tavsiye ediyorum Marie F. Mongan'nın bu kitabını.

Şöyle ki:

Doğumunuz kolay, rahat, sakin, doğal, ağrısız, keyifli bir anı olsun size ve bebeğinize hiç unutulmayacak bir hediye...

Keşke’siz doğumlar için eşsiz bir rehber…

Çocuk doğurmak korkulacak bir şey değildir, hayatın doğal ifadesidir. Bu kitapta Marie Mongan acının doğumun doğal bir eşlikçisi olduğu efsanesini çürütüyor. Bedenimizi gergin ve kapalı tutan korkuyu serbest bıraktığımız zaman nazik doğumu yaşayacağımızı kanıtlıyor…

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...