Sultanahmet'e gitme işini cuma gününe planlamıştık. İş çıkışı eve servisle döndüğümde trafikten dolayı oldukça geç kalmıştım. İbb'nin yol durumuna baktığımda gideceğimiz istikamet yeşil görününce programı bozmayalım diye düşündük ve düştük yollara. O yeşil yollara çıkana kadar kırmızıymış oysaki bunu yaşayarak tecrübe etmiş olduk.
Meydana varmadan ezan okununca önce camiye sonra da boğazlar meselesini halletmeye koyulduk. Meydanda açılan çarşıda Mado, Sütiş vs. olduğunu okumuştum. Su böreği buluruz diye düşünmüştük. Hele bir de çorba satan bir dükkancık olursa ne güzel olurdu. Fakat ne gezer. Vardıysa da biz geç kaldığımız için belki göremedik. Sultan ahmet köftecisinin önündeki uzuuuun kuyruksa ezandan yarım saat sonra da göz dolurdurmaya devam ediyordu.
Su böreği bulamadıysak da kol böreği gayet iyiydi. Pidemiz de vardı. Güllü oğlunun hurma suyuyla tatlandırılmış baklavasını da denemiş olduk. Gayet hoştu.
Kuru kahveci Mehmed Efendi'nin tam önündeki masalardan olunca iftar sonrası kahvelerimizi içmek de şart oldu. Bu arada oğluşcuma hemen bir yapıştırmalı kitap çıkarttım ki masada sabit oturması gerektiğinde en iyi kurtarıcımız oluyor. Ortasındaki çıkartmaları uygun şekilli yerlere yapıştırılanları en iyileri. Diğer türlü benim okuyup onun yapıştırdıklarıysa dışarısı için hiç uygun değil.
Öyle yorgundum ki "Asırlık Tatlar ve Sanatlar" çarşısını gezemedim bile. Sadece yiyeceğimiz şeyleri alıp oturduk. Oturuş o oturuş...
Bu ramazan bir kere daha gidesim var ama ihtiyar heyetini ikna edemem diye düşünüyorum.
1 yorum:
dışarda iftar bi başkadır...
sonunda bi yemek yeri buldunuz...
olsun geç oldu ama güç olmadı değil mi??
afiyet olsun arkadaşım...
hayırlı iftarlar...
Yorum Gönder