Telefon ve internet kapalı, kimseye ulaşılamıyor. Türkiye'de yaşayan bir Uygur arkadaşım ailesinden haber alamıyor. Hoş ne fark eder "bütün şehitler benim yakınım, kardeşim" diyor.
Katliyam yıllardır sessiz sedasızdı, böyle değildi. Dünya görmüyordu. (Şimdi de Çin'in haber kaynaklarından haber alınıyor sadece)
Camiler açıktı ancak namazdan önce imam uyarıyordu: "öğrenci olan varsa çıksın".
Bunları da Doğu Türkistanlı arkadaşlarımdan duymuştum. 1. ağız yani...
Türkiye sanki çok mu farklı. Ama alenen birilerinin boyunduruğu altında olmak çok başka.. Allah'ım korusun milletimizi ve devletimizi.
O kardeşlerimizi de koru Allah'ımm!
Yıllardır Uygur'da müslüman nüfusun artmaması için zalimce bir politika yürütülüyor. Kadınlar toplu olarak kürtaja zorlanıyorlar. Çin'li nüfusu 1940larda %6 iken şimdi %50yi aşmış durumda.
Bunda yaşanan göçlerin de payı var.
Hapishanelerde Uygurlular'a yıllardır zulm ediliyor.
Çin nükleer denemelerini bu bölgede yapıyor. Doğan sakat bebeklerin ve kanserden ölenlerin sayısı çok fazla.
Muhtemeldir ki Amerika Çin'in yükselen yıldızını söndürmek istemiştir ve muhtemeldir ki halihazırda zulm gören bir millet olan Uygur'luları kışkırtmıştır.
Bizde de doğuda benzeri olmadı mı!
(Bağımsız Doğu Türkistan isteyenler zulme baş kaldıranlar 'Uygur' demiyorlar Doğu Türkistan diyorlar. Zira Uygur ismini onlara Çin vermiş. Benimkisi kulak alışkanlığı.)
Doğu Türkistan'ın zengin yeraltı kaynaklarını sadece Çin'e yar etmek de istemiyorlar.
Çin de asıl sahiplerine yar etmiyor.
Üff! haberlerde izlediklerimiz çok acı..
Urumçi bölgesindeki şehitlerin sayısı 4000'e yaklaşmış. Şehitler buldozerlerle topluca gömülüyormuş. Artık Çin morglarında bile yer kalmamış.
Ve binlerce kardeşimizi daha topluca idam edeceklermiş.
Allah'ım yardım et kardeşlerimize, her kim zulm görüyorsa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder