8 Temmuz 2009 Çarşamba

Yorucu Günler

Evin tadilatı tam gaz devam ediyor. Mutfak fayansları en çok üzen oldu bizi. Beğenmemiz, daha doğrusu benim beğenmem zaten uzun sürmüştü. Beğendiğimiz mağaza pazartesi elinizde olur dedi. Pazartesi geldi gelmesine ancak yanlış fayans göndermişler. Geri gönderdik. Ancak pazartesi fayansçıyı ayarlamıştık. Salı mutlaka elinizde olur dediler. Biz de fayansçıya salı mutlaka yapalım dedik. Zira fayanslar tamamlandıktan sonra tezgah takılacak. Ancak salı elimize geçmedi bu sabah teslim aldık. Fayansçıyla bugün için tekrar konuşmak zorunda kaldık. Az evvel gittim ve tamamlanmış halini gördüm fayansların. Sonuç mu? Eh işte fena değil. Sanki biraz koyu olmuş. Ben daha ışıl ışıl birşey hayal ediyordum. Yarın tezgah ve dolapların kapakları takılacak. Sanırım o zaman daha bir güzelleşecek mutfak. Aman ya takamıycam artık. Olduğu kadar ne yapayım. Bence kapaklar takılınca perdesi de gelince ışıl ışıl olur :)) Bu da fukara tesellisi olsun. Ama banyo dolapları çok güzel olmuş. Marangoz hakikaten yetenekli, verdiğimiz resimlerdekileri hemen hemen aynen yapmış. Bir tanesi bu, mutfak banyo fuarında beğenmiştik. Ahşapsandan.





Cuma gününe temizlikçi ayarladım. Pazar gününe de nakliye firması bulduk. Pazar gecesi yeni evimizde uyuyacağız inşallah.



Bu arada oğlumun öksürüğü geçti ancak bu sefer de burnu akıyor. Minik burnundan sümükcükler akmıyor mu içim gidiyor. Ama keyfi yerinde hapşurup "ıııı" diyor :)



Ah canım nasıl böyle uluslar arası seyahat etmek istiyor. Mesela haziran ayında beyaz geceleri yaşamak için St Petersburg gitmiş olmayı. Ya da mayısta bir İtalya gezisi ayarlamış olmayı.

Hazır oğlumun beslenme derdi yokken. Sadece anne sütü alıyorken.

Ama ne yazık ki krizdeyiz. Bir de şu domuz gribi var :)

Beyaz gecelere belki bay bayan başbaşa gitmek daha güzel olur. Ömercik şöyle 2 yaşına geldiğinde annanesine bbırakıp başbaşa gitmek mesela :))

amaaannn! Sıcak, çok sıcak İstanbul'u bırakıp Çeşme'nin serin sularına atlıyor olmayı da çok isterdim hani.

Şehir içi, şehir dışı ya da yurtdışı fark etmez gezmeyi seviyorum. Uzun süre evde kaldığımda garip hissediyorum. Kurtluyum kanaatimce :) Aman Allah sağlık versin de gezelim. Ev işlerini sevmiyorum ben gezmek istiyorum... Tv'de Gezelim Görelim tarzı programları yapanları hep kıskanırım 'ne güzel işleri var, hem geziyorlar hem de para kazanıyorlar' diye. Barış Manço'yu mesela, Ayna'daki o adamı mesela, Acun'u hatta :))

Bir de şu yıkanabilir bez meselesi var. Bugün Ömür Plaza'daki Joker'e gittim. Mayo vardı bebek bezi yoktu. Yıkanabilir bezler daha diğer hazır bezlere göre özellikle erkek bebekler için daha sağlıklı. Ancak kafama takılan ev dışında değiştirmek gerektiğinde ne yapacağız. Yani o durum da kullanışlı olur mu? Bu yüzden gidip bir mağazadan almak ve aldığım yere bunu sormak, elime alıp incelemek istiyorum. İnternetten de satışı var aslında.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...