27 Temmuz 2009 Pazartesi

Va, Vis Et Deviens



Bir Şans Daha


Bu filmi izleyeli 3 yıl kadar oluyor. Ne kadar da etkilenmiştim, aklıma geldi. Gene bir yerlerde bulsam da izlesem.


Tarık Zafer Tunaya kültür merkezinde izlemiştik.


Film 14.10.2005'te vizyona girmiş. Sanırım ben de 2006 yılında izledim. (Tarık Zafer'de hala film gösterimleri oluyor mu acaba)


Filmi gözlerim dolu dolu, boğazımda bir düğüm ve ruhumu sarmış öfkeyle izledim.

Öfkem ırkçılığa, öfkem insanlara ayrımcılık yapılmasına, öfkem dünyada bazı insanlar açken bazıları ve bizler de aşırı rahat yaşıyor oluşumuza, öfkem yaşamak için bazı insanların özlerinden taviz vermek zorunda oluşlarına ve öfkem tabiki İsrail'eydi.



Konusu kısaca şöyle:

1980lerde kıtlık yaşanan Etiyopya'dan Yahudi asıllı zencileri İsrail korumaya alır ve grup grup İsrail'e taşır.

Bir grubun naklinden önce Yahudi bir annenin oğlu ölür. 9 yaşındaki oğlunun bu kötü yaşam koşullarından kurtulmasını isteyen Hıristiyan bir anne oğlu ölen Yahudi anneden oğlu yerine kendi oğlunu İsrail'e götürmesini ister. Hıristiyan çocuk ölen çocuğun yerine geçer ve ismini de alır. Şlomo.


İsrail'e vardıklarında önce herkesin Yahudi olup olmadığı kontrol edilir. Bizim ufaklık sınavı geçer :) Bu arada kendini İsrail'e getiren annesi de ölmüştür. Şlomo'yu burada iyi bir aile evlat edinir. Ancak çevreden renginden dolayı hep dışlanma ve baskı görür. Ailesi ise her defasında onu korur. İlk gençlik yıllarındaki aşkı Sarah da ona inanır. Ne var ki babası bu aşkın karşısındadır ve kızının bu zenci çocukla arkadaşlık yapmasını istemez. Şlomo'nun gerçek bir Yahudi olmadığını söyler. Şlomo'sa artık gerçekten bir Musevi gibi hisseder ve Yahudiliğini ispatlamaya çalışır.



Kaptırdım gidiyorum, daha detaylı anlatmayayım zira izlenmesi gereken bir film. Filmin sonunda Şlomo bir doktor olarak Etiyopya'ya gider ve öz annesi hala yaşamaktadır.



Filmde beni en çok etkilen sahnelerden birisi Şlomo'nun İsrail'e geldikten sonra duş aldırıldığı sahne. Kıtlık yaşanan, susuzluk olan bir ülkeden gelen bir çocuğun duş alırken akıp giden suyu görünüğündeki şaşkınlığı ve suyu kaybediyor olmanın korkusunu çok güzel ifade etmişler.



Aklımdan silinmeyen bir sahne de okulda sivilceli suratından dolayı Şlomo'na kötü davranılınca annesinin o sivilceli suratı yalaması. Evet biraz iğrenç ama etkileyiciydi.



Ve son sahnede Şlomo'nun gerçek annesini Etiyopya'da bulması. Harikaydı. Dolan gözlerin şırrr diye boşaldığı an.

2 yorum:

Güneşli Günler dedi ki...

Evet Şirinanne, Tarık Zafer Tunaya'da hala gösterimler oluyor ve bende nadiren de olsa gidip izleme fırsatı buluyorum. Nostalji oluyor benim için de. Filmi merak ettim en kısa zamanda izleyeceğim. Bu arada yeni evinizde güle güle okurun... Sevgilerimle...

sirinanne dedi ki...

Teşekkürler Güneşligünler...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...