Alış veriş manyağı olmadan akşam üzeri 5-5,5 gibi outlet kasabasından ayrılıp vuruyoruz kendimizi yollara...
Göl kenarındaki minik bir şehir olan Como'ya doğru ilerliyoruz. Como yollarında acayip trafik olması bizi şaşırtıyor, sanıyoruz ki iş çıkışı boğaz köprüsüne doğru gibiyoruz.
Daha sonra anlıyoruz ki bu trafik Cenova istikametine doğru ve Cenova sapağından sonra yol açılıyor. Bol araçlı ama akıcı bir trafikte seyrediyoruz.
Saat 7,5 gibi Como'ya varıyoruz. Hemen otel bulmaya koyuluyoruz. Hemen yerleşelim ki stres olmayalım.
Yollardaki otel tabelalarından 4 yıldızlı bir otel seçip takibe koyuluyoruz. (Floransa tecrübemizden sonra 3 yıldızlı otellere güvenimiz kalmadı. Uçak biletlerini çok çok ucuza getirmemiz sebebiyle oteller konusunda daha rahat davranabiliyoruz.)
Tıfılcanım arabada uykuya daldığı için ben arabada bekliyorum kocacım Il Grand Hotel di Como 'ya giriyor ve dönüşü muhteşem oluyor :) Çok beğenmiş 'hadi yerleşelim' diyor. Ben tabi ki 'biraz daha gezseydik' diyorum ama dinleyen kim!
İyi ki de dinlememiş. Otel hakkaten şahaneydi. Odası harikaydı. 5 yıldızlı otellerden bile güzeldi. Çok merkezi değildi ama zaten merkezde olmasına da gerek yoktu.
Hemen eşyalarımızı otele bırakıp merkeze gidiyoruz. Göl kenarında balık neyim yeriz ümidiyle bir restorana oturuyoruz. Hava da çok güzel, göl kenarındaki bir masaya kuruluyoruz. Bizim minik, mızmız seslerini duyuraya başlıyor. Neyse ki biraz balık yiyor.
Bu da menüde bademli yazan ama fındıklı gelen balığımız. Almond ne demek Allah aşkına!!!
Karnımızı doyurmanın akabinden şehir merkezini turluyoruz. Şahane bir dondurmacının kalabalık girişinden zarzor girip dondurmalarımızı alıyoruz. Benim en sevdiğim çikolatalı.
Tatlı delisi bünyem İtalya öncesi pek dondurma aramazdı. Yılda belki en fazla 5-6 kere yerdim, o da magnum filan. Fakat sanırım İtalya'da hemen hergün yememizden dolayı İtalya dönüşü de hemen hergün dondurma yer oldum. Üstelik iş arkadaşlarımı da ayartıyorum :) Her gün Güllüoğlundan dondurma sipariş ediyoruz. Çok da güzel yapıyor Güllüoğlu bu işi. Favorim: kavunlu ve çikolatalı. Fıstıklının da hakkını yemiyim :)))
Merkezde klasik bir duomo, tarihi bir meydan..
Como'yu çok beğendik. Bir müddet burda yaşamak isterdim diye düşünürken eşimin bir iş arkadaşının iş sebebiyle 2 yıl kadar Como'da kaldığını öğreniyorum ve içimde bir ümit filizleniyor. Acaba bizimkini de gönderirler mi bu güzel yere diye.
Daha fazla oyalanmadan otelimize dönüyoruz ki ertesi güne enerji toplamış olarak başlayalım.
Gece 11 gibi otelde buluyoruz kendimizi.
Ertesi gün güzel otelimizde bizim kahvaltılarımızın eline su dökemeyecek İtalyan stili cimri kahvaltımızı alıp minik sincabımızı otelin bahçesine çıkarıyoruz. Bu bahçedeki çimenler üzerinde bir ilk yaşanıyor. Ömerciğimiz benden babasına babasından bana hızlı adımlar atmaya başlıyor. Baya baya yürüyor bizim bir kaç gün sonra 15 aylık olacak olan pamuk helvamız. Bu oteli tabi ki çok seveceğiz :)
Bu idmandan sonra yollara koyuluyoruz. Como'dan çıkmdan bir tane Carrefour görüyoruz. Miniğim uykuya daldığı için babasıyla beni arabada bekliyorlar. Ben gidip yoğurt, muz ve su alıyorum.
İtalya'da suyu marketlerden almak en güzeli. Dışardaki büfelerde çok pahalı zira. Romada küçük suya 2€ verince hep marketlerden alır olduk. Gidecek olanların aklında olsun. Roma'da çeşmelerden de dolduruyorsunuz suyunuzu ama önce bir şişeniz olmalı, dimi ama!
Marketten çıkınca GPS'imize ''Milano'' yazıyoruz. Ve düşüyoruz yollara..
3 yorum:
italyaya mı gittiniz nasıl kıskandım şu an:))
bende gideceğim inş birgün doğurup büyüteyimde.))
italyayı çok merak etmişimdir hep.iyi eğlenceler size :)
eee adamların almondu bitmiş demek ki :)
güllüoğlunda fıstıklı ve çikolatıya öyle bayılıyorum ki ve öyle kendimi kaptırmışım ki, başka birşey denemek aklımın ucundan bile geçmedi. Ama belki kavunluyuda deneye bilirim :)
bu arada bende yıllardır en az dondurma yediğim bir yaz geçiriyorum boğazlarım yüzünden :(((
bu arada ömerciğim ilk adımını daha şahane bir yerde atamazdı. ilerde alnlatır artık :D
Yorum Gönder