Akşam üzeri Floransa'ya vardık. İtalya çoğunlukla küçük araçların kullanıldığı bir memleket. Arada jeepler de yok değil ama genelde küçük araçlar var caddelerde. Hatta çok minikleri de var çokça. İşte resimdeki de Floransa'dan bir örnek. Üç tekerlekli, ne sevimli. Roma'da biri smart'ı minicik bir alana diklemesine park etmişti. Ne pratik.
İnternetten rezervasyon yaptırdımız Hotel Argentina Curtatone'ye yerleştik.
Yerleştik ama otelin web sitesindeki resimlerle çok alakası olmadığını, 3 yıldız ancak birini hak ettiğini görüp sükutu hayale uğradık. Çok berbat değildi ama 3 yıldızlı da değildi.
Yerleşip şehri keşfe çıktık.
Otelimizden çok az ilerdeki Arno nehri kıyısından yürüdük. Nehir şehri ikiye bölüyor. Bir yerinde bizim manavgat gibi çağlayan bir şelale var. Baya ürpertici bir görüntü.
Ponte Vecchio Fiorentina'ya kadar nehiri takip ettik. Ponte Vecchio Fiorentina üzerinde takı dükkanlarının olduğu bir köprü. Bizim kapalı çarşının köprü üstü versiyonu.
O saatte dükkanlar kapalıydı tabi ki ertesi gün gündüz gözüyle takıları görmem lazımdı, ben de atlamadım takılara baktım, hatta almaya da kaltım ama pazarlık yaptırmadılar. İndirim yapmayanı sevmediğimden almadım :))
Akşam gezimizi Uffizi Gallery'den geçip terbiyesiz bir meydana çıktık. Bir sokak sanatçısı ciddi bir konser veriyordu kalabalığa. Maalesef hızlı adımlarla transit geçmek zorunda kaldık bu gösteriyi. Zira bizim minik faremiz arabasında mışıl mışıl uyuyordu, onu uyandırmak cesaret ister :))
Gelelim terbiyesiz meydana :)) Piazza della Signoria İtalya'nın en artistik yeri. Muhteşem denilen Davut heykeli (kopyası) bu meydanda. Niye terbiyesiz..? Çünkü bir sürü çıp.lak heykelin bulşma noktası olmuş :)))
Sanat işte... Ama hakkaten sanat.
Bu belli başlı yapıların yerlerinin tespitinin ardından hızlı adımlarla istirahate çekilmek üzere şahane (!) otelimize döndük.
Ertesi sabah otelimizde kahvaltımızı (çok çok fakir bir kahvaltı) yapıp eşyalarımız da toparlayıp lobiye bırakarak, aracımızı otoparktan almadan(bir de park etme işiyle uğraşmamak için) Floransa gezimize başladık.
Uffizi Gallery'i ve Piazza della Signoria gündüz gözüyle de bir kez daha görüp Floransa'nın en meşhur mabedinin önünde bulduk kendimizi Santa Maria del Fiore Katedrali. Hani şu kırmızı kubbeli kilise, vaftiz hanesi ve çan kulesi. Çok kalabalıktı.. İçeri girmek için girmek gereken kuyruk benim için fazla uzundu.
Tam karşısında şirin bir dondurmacı, sıcaklamış olan bünyelerimize burda bir mola vermek iyi geldi. Bu arada hiç Roma donrumasından bahsetmediğimi fark ettim. Meşhur Roma dondurması.
Evet güzel. Bol çeşitli. Fakat bizim Maraş dondurmamız yanında krema kıvamında olduğu kesin.
Santa Maria Novella'ya kadar yürüdük. Floaransa'nın ilk büyük basilikası olduğunu da öğrenip geldiğimiz yoldan ilerleyerek Ponte Vecchio Fiorentina üzerinden şehrin diğer yakasına geçtik. Burada da görülecek bir Pitti Palace'ımız vardı. Saray bizim değil ama rota bizim. Sarayın önü gene yerlere serilmiş turistlerle dolu. Ben de bir kenara iliştim istirahat ederken. Oğluşum babasının elinden tutarak minik adımlarıyla sarayın önündeki yolları şereflendirdi.
Gezilecek yerler listemizi tamamlamış olmanın verdiği haklı gururla otelden eşyalarımızı alıp arabamıza yerleştik ki ne fark etsek iyi.. Bizim oğlanın montunu düşürmüşüz. Ben 'arabayla şehirden ayrılmadan önce geziğimiz yerlerden geçelim belki biri bir kenara bırakmıştır' dedim. Ama babamız 'saçmalama!' dedi :))
İstikamet Lucca....
4 yorum:
yol gösterici anlatımınla zevkle takip ettim canım İtalya notlarını, ellerine sağlık :)
Bana kalırsa Eu otelleri genellikle yıldızların bizim kafamızda oluşturduğu standartın altında. Menülerse hakikkaten fakir.
Bizde benim bir badymi ve A.Y. nin bir tşörtünü kaybettik oralarda. Geliba otellerin birinde unuttuk.
Ama biz Tr. gelince fark ettik, bizde geri gidip arasaydık :P
Her giden böyle anlatsa bizler de gerek duymayız artık yurt dışı seyahatlerine...
Gezi notlarınızı çok açıklayıcı buluyorum...
Bu gezi notlarını ileride kitaplaştırabilirseniz zevkli bir seyahatname olur bence...
Yorum Gönder